1990 yılın da ilk oyunuyla bizleri kendine hayran bırakmış ve o zaman Commodore ve Amigalarımızıın başın da, bizlerin çok zevkli dakikalar geçirmesini sağlamış sayılı bir kaç oyun varsa bunlardan biri de Princedir.Şöyle bir geçmişe yolculuk yapacak olur isek o zamanın teknolojisiyle yapılmış en eğlenceli oyundu oynadığımız,tabi daha sonra bir kaç versiyonu da yapıldı ama hiçbiri ilki kadar kendini sevdirmedi.Çeşitli engelleri,tuzakları ve karşımıza çıkan yaratıkları aşarak Prensesimize kavuşmanın tadı unutulmaz.Neyse ki bu ayrılık bir kaç yıl sürdü ve geçtiğimiz yıl Prens tekrar bizlerle oldu.Karşımızdaki oyun aynı eskisinde ki yapıyı koruyan müthiş grafikleri ve tabi ki yeni oynanışı, estetik hareketleriyle bu yeni gelişmiş Prens saatlerce ekrana bizleri adeta kilitledi .Sands of Time da gerçekten akıllıca hazırlanmış bulmacalarıyla zamanın kumları arasın da bizler de sürüklendik.

Sands of Time oyununu tam sindirmiştik ki Ubisoftun yeni bir oyun hazırlığı için de olduğunu duyduk hatta duymakla kalmadık bir kaç ay sonra bu yeni oyun hakkında bir sürü haberler ve hemen arkasın dan resimleri ve videolarını izledik ve ağızımız kulaklarımız da beklemeye koyulduk.Bu bekleyiş fazla uzun sürmedi;nihayet Warrior Within evlerimize ulaşmayı başardı:)

Oyun konu olarak Sands of Timeın bitişin den bir kaç yıl sonra başlıyor.Kahramanımız Sultanın sarayını tehlikelerden korumak için zamandaki bir çatlaktan sızıyor ve geçmişe giderek kum tanelerinin kum saatinden savrulmasını engellemeye çalışıyor.Bunu yaparak daha önce yaşadıklarını hiç yaşamamış olacak ve Sands of Timeın kötü karakteri olan veziri de durdurmuş olacak.Tabi bunları yapmak isterken onu boş bırakmayacak ve her fırsatta yok etmeyecek isteyecek bir sürü düşmanı var.Karşımız da öyle kumdan gardiyanlar yok onların yerini;arada bir görünen kaybolan ve bıçak atan gölgeler,öldüklerin de patlayan leş yiyen hayvanlar,topluca üzerinize bıçakla saldıran kuzgunlardan tutun da duvarlar da yürüyebilen dikenli yaratıklara kadar hatta kafa avcıları dahil olmak üzere birçok yaratıkla kapışacaksınız.Aynı zaman da bu yaratıkların Devasa(BOSS)olanlarıyla da sık sık karşılacaksınız.İşte! oyuna gelen bir yenilik de bu eskisin de Bosslar sadece bölüm sonların da gelirken;şimdi sizi sürekli ziyaret ediyorlar bu saye de canınız hiç sıkılmıyor oyundan da hiç kopmuyor arlıksız aksiyon yaşıyorsunuz.Zaten oyunun temeline daha çok aksiyon yansıtılmış böylece bir yandan akıllıca hazırlanmış bulmacaları çözerken(öyle zor bulmacalar değil,nereden-nasıl çıkarım) öbür yandan da aksiyondan aksiyona sürükleneceksiniz.

Warior Within yapı olarak öncekinden farklı değil.Yapımcılar bu kadar başarı yakalamış bir oyunu tamamen değiştirmek istememişler:İlk oyun da olduğu gibi gene zamanı geriye alabiliyorsunuz fakat süresi biraz kısalmış.Örneğin bazı kapıların kapanmaması için zamanı yavaşlatmanız gerekiyor fakat bunu yaparken zamanı iyi değerlendirmeniz gerekiyor yoksa kapı hızla kapanıyor.Gene bir başka örnek verecek olur isek diyelim öldünüz ve zamanı tekrar geriye alacaksınız bunu da zaman barınız hızlı ilerlemeden yapmalısınız fakat tekrar devam etme şansınız da oluyor.Bir başka dikkatimi çeken unsur da tuzakların daha mantıklı bir şekilde işleyişi ve sizin de buna bağlı olarak hareket etmeniz.Bir tuzağı geçerken ilk oyunda olduğu gibi yavaş hareketlerle geçemiyorsunuz; ani ve hızlı davranmalısınız yoksa kanlı bir sahneyle karşılaşırsınız.

Oyunun mekan tasarımları da önceki oyuna göre daha göz alıcı dizayn edilmiş önceden daha fantastik sıradan mekanlar varken şimdi korkutucuve gizemli aynı zaman da çevrenizin sürekli hareket ettiği ortamlarda bulunuyorsunuz,bir yerlerden sürekli sesler veya tıkırtılar duyuyorsunuz kendinizi asla güven de hissedemiyorsunuz nereden ne çıkacağı hiç belli olmuyor.Fakat bu sayede oyun hiç monotonlaşmıyor ki zaten o sırada bulmacalarla uğraşmış oluyorsunuz.Yukarıda kısaca silahlardan bahsetmiştim hatta iki silahı aynı anda kullanabiliyoruz demiştim fakat bu öyle bir kaç silahla sınırlı değil aksine kısa bir süre içerisinde 10dan fazla silah kullanmış olacaksınız yalnız silahların da yıpranma payı var.Tabi bu topladığınız ikinci silahlarla alakalı bu silahları düşmanınızı öldürünce elde edebildiğiniz gibi bazı yerler de bulunan silah bölmelerinden de temin edebiliyorsunuz fakat az önce bahsettiğim gibi silahlarınız kullandıkça yada bir duvara vurduğunuz zaman yıpranıyor sizin de atmanız gerekiyor,bu da düşünülmüş atmadan önce karşınızdakine fırlatarak öldürebilir yada yaralayabilirsiniz.Ayrıca her silahın farklı farklı özellikleri bulunuyor bir silah şiddetli darbe verirken bazıları da daha az vuruş gücüne sahip olabiliyor veya bir silahı daha kıvrak bir şekilde kullanabilirken diğer bir silah mesela balta gibi daha ağır olabiliyor.Bu gibi özellikler oyuna çok güzel oturtulmuş hem bir çok silah kullanabiliyorsunuz hem de istediğiniz zaman değiştirebiliyorsunuz.

Şimdiye kadar hep oyunun güzel ve artı yanlarını ortaya koyduk gelelim eksilere:Oyundaki düşmanların çeşit sayısı az olmuş.Öncekine oranla daha fazla ama yeterli değil,bulmacalardan da bazıları zaman zaman bunalta biliyor.Ve gene küçük kamera problemleri oyun içerindeki yerini alıyor bazı yerler de çevreyi görmek zor olabiliyor.Peki oyunun kontrolleri nasıl? Kontroller PSda oldukça rahat ve hiçzorlanmadan oynaya biliyorsunuz fakat aynı şeyi PC için söyleyemeyeceğim tam bir işkence bunu çekmiş biri olarak söylüyorum.Bu oyun Konsol da oynanır

Not : AlIntıdır.