TR Kodlama Forumlar Need For Speed "Porsche Unleashed"

  • Bu konu boş.
2 yanıt dizini görüntüleniyor
  • Yazar
    Yazılar
    • #6605
      SYNTAXONER
      Ziyaretçi

      Yeni bir oyun aldınız. Merak ve heyecan içinde, biraz da sabırsızca evinize ulaştınız, bilgisayarınızın düğmesine basıp açılmasını beklemeye başladınız. Herşey yolunda gitti ve Windows”unuz sorunsuzca açıldı. Şimdi bir bekleme süresi daha; Need For Sepeed: Porsche Unleashed”iniz kurulacak diye beklemek gerekiyor. Bu dediklerim oyun sever çok kişinin en azından bir kez dahi olsa yaşadığı birşeydir. Hele aldığınız bu oyun yeni çıkmış, hakkında birçok yerde birşeyler okuduğunuz ve merakla beklediğiniz bir oyunsa. Merak etmeyin, bu yazılanlar Porsche Unleashed için yaşamanız gereken şeyler, çünkü oyun gerçekten de başladığı ilk andan itibaren insanda hayranlık uyandırıcı birçok şeye sahip; hele bir de PC”niz yüksek özellikli bir konfigürasyona sahipse.

      Öncelikle oyunun yapımcısı/yayıncısı Electronic Arts”ı tebrik etmek gerekiyor. Need for Speed serisini ilk oyunundan beri takip eden biri olarak, serinin her yeni oyununda (ortalama olarak yılda bir kez yenisi çıkıyor) hem teknolojik yeniliklerin herkesin kullanabileceği şekilde oyuna dahil edildiğini, hem de kullanıcılardan gelen taleplerin karşılandığını görmekteyim. Ancak bu oyun alışık olduğumuz yeniliklerin de ötesinde gelişmiş. Diğer bir taktir konusu da Need for Speed 2 ve 3 gibi oyunların hala zevk alarak oynanabiliyor oluşu.

      Electronic Arts serinin bu beşinci oyunuyla, şimdiye kadar tahmini olarak 10 milyon resmi satış rakamına ulaşmış Need for Speed serisinin hızını kesmeye niyetli görünmüyor. Ve bu amaçla karşımıza diğer NFS”lerin aksine, oyunun adından da anlaşılacağı gibi, sadece Porsche marka spor otomobil serisini dahil etmiş. Bu işin arkasında başka neler vardır bilinmez ama, bu sayede oyunu oynayanların Porsche hayranı olacağı kesin. Oyun olarak düşünüldüğünde ise tek problem markalar arasında yarış yapıp hangisinin daha iyi olduğuna karar veremeyecek olmamız, ama bu kimin umurunda ki?

      Need for Speed serisini tanımayan veya yeni tanışanlar için de kısa bir not verelim. Bu oyunda sakın bir yarış/rally simülasyonu beklemeyin. Oyun arcade unsurları barındırmasına karşın size rahat araba kullanmayı, hız yapmayı, yaptığınız hızı ve yarışlardaki heyacanı hissetmenizi sağlayan belki de tek oyun.

      Jaguar, Lamborghini, Ferrari, Mercedes ve Corvette anahtarlarımızı bir kenara bıraktık ve girdik Porsche”lerimizin garajına. Acaba bugün hangisini nerede kullansak, şöyle bir dolaşıp gelsek mi, yoksa çıkıp ortalığı birbirine mi katsak?

      Gerçekten de seçmek zor olacak, çünkü oyunda geçtiğimiz 50 yılda çıkan 80 Porsche modeli bizi bekliyor. Bu 80 araba içinde 1948 model 356 Roadster ile başlayan ve 2000 model 911 Turbo”ya kadar üretilmiş Porsche modelleri mevcut. Ama bu kadarla da bitmiyor, Electronic Arts”ın alışık olduğunuz uygulaması sayesinde oyuna yeni modeller de eklenebiliyor. Bu yazının hazırlandığı sırada iki yeni araba modeli eklenmişti bile.

      Diyelim aklımızda ve hayalimizdeki araba belli, peki bu arabayla ne yapmayı planlıyorsunuz? Yoğun trafikte ortalığı birbirine katabilir, peşinize polisleri takabilir, kendi kariyerinizi oluşturabilir, araba alıp satabilir veya sadece araba sürüp manzaranın tadına varabilirsiniz.

      Artık oyunumuzu başlatalım. Karşımıza ilk önce Need for Speed”lerden alışık olduğumuz tarzda herkese keşke ben de o arabada olsaydım dedirten filmimiz geliyor. Bitince ise belki de yapılabilecek ve oyunun konusunu çok güzel yansıtan çok güzel bir arayüzle karşılaşıyoruz. Hemen oyuna başlamayıp, önce sağ alttaki options… ile biraz ayar yapalım. Arabayı nasıl kullanacağımızı, grafik detaylarını, ses ve müzik ayarlarımızı yaptıktan sonra meraktan daha fazla çatlamadan Single Player seçeneğine klikleyip Quick Race seçeneğine girelim bir an önce…

      O da ne! Hani oyunda 80 araba vardı, arabayı seçince üzeri örtülmüş araba geliyor! Tamam anlaşıldı, örtüleri açabilmek için gene bizi zorlayacaklar; yarış yapıp başarılı olmamız gerekiyor gene.

      Pistlere de bir bakalım şimdi, arabamız Avrupa markası olunca, pistlerimiz de Avrupa”dan. Toplam ondört pistin beş”i kapalı, yani en başta seçebileceğimiz dokuz pist var. Gerisi de yine ödül olarak açılacak (Not: Single Player”da sadece dört pist var). Tüm pistleri düşündüğümüzde Fransa, İsviçre, Almanya, İtalya ve diğer ülkelerde yarışacağız. Yarışmamız da gerekmiyor elbette, sadece ve sadece manzara görmek amacıyla bile bu pistlerin hepsini deneyebiliriz. Listedeki ilk pisti deneyecek olursanız, kıyı kasabasındaki teknedeki denizciye el sallamayı unutmayın, çünkü o da canlı ve hareketli.

      Biraz tur attık, geri dönelim artık. Ana menüde yeni birşeyler var: Factory Driver ve Evolution. Bunlara da bir bakalım hemen. Factory Driver”a klikliyoruz ve Porsche Test Sürücülüğü için başvurmuş oluyoruz. Bu kısımda Porsche Takım arkadaşlarımızın hazırladığı 30 kısa görev var. Bunlar arasında turuncu işaretlerin arasında zigzag”lar yapmak, viraj testleri, hızlanma, daire çizecek şekilde spin atma ve arabaya zarar vermeden müşteriye teslim etmek gibi görevler var. Görevler izleyeceğiniz yolu gösteren bir harita ile anlatılıyor ve görevleri başardıkça Ace Porsche Factory Driver statüsüne erişiyorsunuz. Görevler değişik sürüş yeteneklerinin bir denemesi ve ölçüsü şeklinde zorlaşarak devam ediyor.

      Test sürücülüğü işi şimdilik bu kadar yeter, biraz da Evolution”a bakalım. Evet, bu biraz daha tanıdık. Need for Speed: High Stakes”teki career mode”a biraz benziyor. Ama burada üç tarih dilimi içindeki model gruplarında sırayla turnuvalara katılıp başarılı olmanız gerekiyor. Başarılı olduğunuz her yarışta bir sonraki modeli alabilecek kadar para ödülü alıyorsunuz. İsterseniz eski model araçlarınızı satıp, ki zamanla değerleri artıyor, paranızı arttırabilir, veya koleksiyon amaçlı elinizde tutabilirsiniz. Evolution, elbette bu kadar değil. Bu tip yarışlarda otomobiliniz hasar görebiliyor veya fren balatası, lastik, süzpansiyon gibi kısımları zamanla aşınıyor. Her turnuvadan önce bunları kontrol etmenizde yarar var (isterseniz aşınan/bozulan parçaları değiştirebilir, isterseniz onarabilirsiniz, paranıza bağlı elbette). Garaj kısmının diğer bir güzel yeri ise arabanızın rengini, yarış çıkartmalarını/çizgilerini, numaranızı değiştirebiliyor veya ekleyebiliyyor olmanız. Rengini değiştirirseniz veya numara/çizgi gibi şeyler eklerseniz arabanızın değer yitirebileceğini söylememize gerek yok sanırız.

      Biraz önce pistlerden bahsediyorduk. Avrupa”nın değişik bölgelerinden seçilmiş bu pistler, elbette oyuna uygun hale getirilmiş. Ancak oyunu daha renkli hale getirebilmek için bu pistlerin farklı kombinasyonlarını da oyuna dahil etmişler, şöyle ki; aynı pisti sondan başa yarışabiliyor veya simetriğinde de aynı şekilde baştan sona veya sondan başa yarışabiliyorsunuz. Bu da tasarımcılara, ve dolayısıyla bize, görüntü olarak farklı olmasa bile, aynı pistten 4 değişik pist yaratma şansı veriyor. Aynadan arkanıza bakınca o yönde gitsek daha güzel olurdu dediğiniz zamanlar oluyordur elbette. İşte bu seçenek sayesinde istediğiniz pistte istediğiniz yönde yarışabiliyorsunuz.

      Pistlerin toplam ondört adet olduğunu ve bunların beşinin kapalı olduğundan bahsetmiştik. Malesef, oyunda Single Player Quick Race modunda yaptığınız yarışlarda bunlardan ancak dördünü kullanabiliyorsunuz.

      Yazımızın başında arayüz bu tip bir oyun için ancak bu kadar güzel olabilirdi demiştik. Bu fikrimiz değişmiş değil. Şimdi de yukarıda açıklamadığımız diğer birkaç menü seçeneğinden bahsedelim. Options

      Audio: Adı üzerinde, ses ile ilgili çeşitli ayarları buradan yapabilirsiniz. Oyun sırasındaki efektlerin ve müziğin şiddeti, müzik tipleri gibi ayarlar burada.

      Controllers:

      Game Controls: Arabanızı kontrol edecek ayarlar. Oyuna başlamadan önce mutlaka yapın. Advanced Controls: “Game Controls”ta bulunmayan kontrollar; ışık, korna, sinyal, kamera açısı seçme gibi komutları buradan ayarlıyorsunuz. Force Feedback: Eğer oyunu Force Feedback uyumlu/destekli bir direksiyon/pad/joystick ile oynuyorsanız bu ayarları da yapmanızı öneririz. Predefined Keys: Bunlar oyundaki sabit ve değiştirilemeyen tuşlar. Bu seçenekte hangi tuşun ne işe yaradığını öğrenebilirsiniz. Buradaki tuşlar genel olarak Options kısmında yaptığınız bazı ayarların oyun sırasında da yapılabilmesini sağlıyor. Deadzone: Analog oyun kontrol ünitelerinde (genellikle joysticklerde) her ne kadar joystick siz hareket ettirmeseniz de kendiliğinden en ufak titreşimlerde bile ileri, geri, sağa sola hareket eder. Bu da yarış gibi oyunlarda aracınızın sizin kontrolünüz dışında hareket etmesine veya yön değiştirmesine neden olur. Oyunumuza bunu engellemek için “deadzone” adı verilen bu özelliği eklenmiş. Kontrol ünitenizin hareketlerinin hangi limitlerde oyun tarafından algılanacağını buradan ayarlıyorsunuz.

      Cameras: Oyundaki dört değişik kamera modunun sırasını veya kullanımını buradan basitçe ayarlayabiliyorsunuz.

      Graphics: Oyundaki grafik çözünürlüğünü ve detaylarını buradan ayarlayabilirsiniz. Oyunun sisteminizde yavaş veya kesintili çalıştığını düşünüyorsanız, garaik kalitesini ve çözünürlüğünü düşürmenizi öneririz.

      Display: Burada da tamamıyla zevkinize uygun olarak oyun ekranının nasıl gözükeceğini ayarlayabilirsiniz. Göstergelerin nasıl görüneceği, görünüp görünmeyeceği gibi detay ayarlarını burada yapabilirsiniz.

      Porsche Chronicle…: Burası da oyuna dahil edilen Porsche modellerinin tiplerine göre kronolojik olarak sunulduğu bir bölüm. Yarış Modelleri (Race Models), 911, 924/944/968, 914/928/Boxter ve 356 serilerinin resimlerini ve hatta bazılarının çıktığı yıl basılan orjinal katalog resimlerine buradan ulaşabiliyorsunuz, güzel bir tanıtım.

      Oyunun menüleri/arayüzü de en az oyunun kendisi kadar özenerek hazırlanmış. Son zamanlarda bu tipte bir oyun arayüzü görmedik desek yalan olmaz. Oyunun ana menüsünde sürekli oynayan filmler, yarış sırasında yarışacağınız pistle ilgili grafiksel tanıtımlar ve özellikle sürekli olarak çalan ve oyunun havasına daha oyuna girer girmez kendinizi kaptırmanızı sağlayan tempolu müzik, arayüz için görsel ve işitsel olarak çok tatmin edici. Ancak, özellikle “Evolution” kısmındaki menü ve alt seçenekler oldukça fazla olduğundan alışana kadar seçenekler arasında kaybolmanız da mümkün.

      Biraz önce sözettiğim arayüz ve menü grafiklerini görünce oyunun grafiklerini iyice merak etmiştim ve sanırım eğer henüz bu oyunu almadıysanız sizler de merak ediyorsunuzdur. Yazının son sayfasında tavsiye ettiğim özelliklerde bir makinanız varsa ve tüm grafik detaylarını en yüksek düzeyde ayarladıysanız oyundaki görsel şölene hazır olun.

      Bu oyunu diğer Need for Speed oyunlarından ayıran en büyük özelliklerden biri de oyunda kullanılan grafik motoru. Diğer oyunların grafikleri de göze çok hoş geliyordu ama diğer birçok oyunla aynı seviyede tutabileceğimiz kadar sıradandı. Ancak Electronic Arts, belki de, yarış oyunu grafiklerine yeni bir standart getirecek bu yeni grafik motorunu geliştirmeyi uygun bulmuş, çok da iyi yapmış.

      32-bit yani gerçek renk (trü color) derinliğine sahip görüntüler ekranın çözünürlüğüne bağlı olmadan oyuna adapte edilmiş. Arabalar oldukça detaylı hazırlanmış ve parıldıyor. Hiç bir detay atlanmamış. Özellikle yarış oyunlarında araçların tekerlerinin döndüğünü göremezsiniz. Burada her model arabada kullanılan değişik jantların ve lastiklerin bile dönme efektini görebiliyorsunuz. Arabalarla ilgili diğer bir görüntü efekti ise kaza yaptıkça boyasının bozulması. Bu kazalarda arabaların kaportası malesef hasarsız kalıyor ama umarız bunu da NFS 6″da görürüz.

      Bütün arabalarda sinyal, stop lambası, kokpit ışığı gibi birçok detay eklenmiş. Yarışırken kendinizi göremiyorsunuz ama, yarışın sonunda tekrar gösterimde aracın içinde kendinizi de görmeniz mümkün. Hatta, kendinizi sabit de görmüyorsunuz; sürücünün o anki duruma göre yaptığı hareketler bile oyuna eklenmiş.

      Görüntü efektlerinden bazı noktalarda da fedakarlık yapılmış. Aracınız ağır hasar gördüğünde veya motoru yanarken bile ne bir duman, ne de ortalığa saçılan araba parçası görünüyor. Bu efektlerin oyuna kasıtlı olarak eklenmemiş olduğunu tahmin ediyorum. Nedenleri grafik motoruna fazla yük vermemek ve diğer efektlerin kalitesini bozmamak veya Porsche markasının yanan ve parçalanan arabalarla birlikte anımsanmaması sağlamak olabilir. Sebebi ne olursa olsun bu tip efektler böyle bir oyun için gerçekten de gerekli değil zaten.

      Arka planda ise bizleri çok güzel manzaralar bekliyor. Özellikle oyuna ilk başladığınızda girdiğiniz COTE D AZUR pistindeki manzara ve gökyüzü gerçekten görülmeye değer. Bu pistte yarışırken ve sahil kasabasından geçerken dikkatimi çeken dört nokta oldu. Birisi gökyüzündeki güneşi gerçekmiş gibi hissetmem, diğeri kasabanın sahil yolundan geçerken teknedeki adamın basit de olsa sürekli hareket halinde oluşu, bir diğeri kasabadan çıktıktan sonra karşılaştığınız fener ve sonuncusu da biraz daha ilerde denizdeki büyük yük gemisi. Tüm bu noktalar oyunun grafiklerinin gerçekten çok özenilerek hazırlandığının bir kanıtı.

      Grafik bug”ları deseniz, diyebileceğim sadece bir şey var, ve bu da direkt olarak grafiklerle ilgili değil aslında. Bu nokta da yarışın tekrar filmini seyrederken dikkatimi çekti. Yolun sağında ve solundaki trafik işaret levhalarına çarptığınızda parçalandıklarını biliyorsunuz. Peki bu levhalar çarptıktan sonra ne olur? Genelde parçalanıp sağa, sola veya üstünüze düşer. Oyunda böyle olmuyor malesef. Eğer levhaya kafadan çarpacak olursanız levha hep üzerinize düşüyor. Şimdi, tekrar filminde gördüğüm olayı anlatayım. Yaklaşık 160-170 km hızla giderken bir levhaya çarptım ve hemen ardından sola doğru bir viraja girdim. Levha çarpıldıktan sonra havada oldukça fazla yükseldi ve yine havada düz gidip ileride yere düşmesi gerekirken virajı arabayla birlikte dönerek arabayı takip edip üzerine düştü. İşte bug diye oyunda bulduğum tek nokta şimdilik bu. Bunu da grafik bug”ı olarak değerlendirmek ne kadar doğru olur bilemiyorum. Yani oyunu etkileyecek ve rahatsızlık verecek bir detay değil.

      Oyunda ses efektleri de oldukça detaylı yapılmış. Şehirlerin içinden geçerken geçtiğiniz yerdeki işyerlerinden yapılan işe uygun sesler bile geliyor. Arkada köpek havlaması gibi detayları bile duymanız mümkün. Arabanızla bir tünelden geçerken geçtiğiniz tünelin uzunluğuna bağlı olarak ekonun şiddeti bile değişiyor.

      Bunlar etraftan gelen seslerdi. Hele oyunda kullandığınız Porsche”lerin motorlarının farklı modellerdeki farklı orjinal seslerine ne demeli. Her motor tipinin kendine özgü sesi bile oyuna eklenmiş. Bu motor seslerine özellikle bir noktada daha fazla hayran kaldım. Otomatik vitesli eski model bir Porsche ile rampa çıkarken vites küçültüldü ve sanki o arabanın gerçekten içindeymiş gibi bu vites değişikliğini aynen hissettim. Lastiklerin yola tutunmaya çalıştığını ve arabanızın her an kayabileceğini düşündüğünüz anlarda duyduğunuz ses efektlerinin zamanlamasında bile bir hata yapılmamış.

      Müzik kalitesi/kompozisyonu ise malesef oyundaki en zayıf taraf. Sürekli olarak çalan (isterseniz kapatabiliyorsunuz elbette) yüksek ritmli techno-rock türü müzik her ne kadar yarışlara heyecan katıyor olsa da bence oldukça sıradan ve basit hazırlanmış. Ancak bu zayıflık oyuna verdiğimiz genel notu etkileyecek kadar önemli değil.

      Oyunun oynanabilirliğini etkileyen en önemli noktalardan biri ise zorluk derecesi. Oyunu Easy (Kolay) zorluk seviyesinde oynadığınızda arabanızı oldukça rahat ve kolay kontrol edebiliyorsunuz, hatta bazı pistlerde frene bile basmanıza gerek kalmıyor. Ancak, en yüsek zorluk seviyesini (Hard) tercih edecek olursanız birçok virajda zamanında fren yapma, vites küçültme gibi sürüş teknikleri çok önem kazanıyor. Kısacası oyunun üç değişik zorluk seviyesinde oynanabiliyor olması herkes tarafından oynanabiliyor olmasını sağlamış ve yaş sınırlamasını ortadan kaldırmış. Kısacası oyunu eli jojstick tutan herkes oynayabilir.

      Yapay zeka olarak sözedebileceğimiz tek konu ise diğer arabaların sürücülerinin, yani bilgisayarın yapay zekası (AI – artificial intelligence). Bu arabaların kabiliyetleri de elbette oyunun zorluk derecesiyle doğru orantılı, ancak yapay zeka olarak değerlendirmemiz gereken konu ise bu arabaların değişik durumlarda nasıl davrandığı. Örneğin, bu araçlara arkadan yaklaştığınızda geçmemeniz için yolunuzu kesip kolayca geçilmemeye çalışıyorlar. Diğer taraftan bir de kötü yönleri var; gitmeye kararlı oldukları yönde iseniz size çarpmaktan da kaçınmıyorlar, veya kaza yapmış ve yolun ortasında duruyorsanız, yanınızdan geçmek yerine size çarpmayı tercih edebiliyorlar. Böyle davranmalarına karşın arabaların agresif olduklarını da söyleyemeyiz.

      Oyunun bir de multiplayer özelliği var elbette. Bu özelliği kullanabilmek için makinanızda bir network bağlantı kartı olmalı (bu bir modem veya bir ethernet kartı olabilir). Multiplayer olarak ise oyunun, sadece, karşılıklı modem bağlantısıyla iki kişi ile, LAN”da (Local Area Network) ise maksimum sekiz kişi ile oynamaya izin veriyor olması ve malesef internet modu mevcut olmaması. Ancak oyun piyasaya çıktıktan sonra Electronic Arts”ın yaptığı bir açıklama biraz dahi olsa internetten oynamak isteyenleri rahatlatmıştı. Bu konuyla ilgili detayları Electronic Arts sitesinden takip edebilirsiniz.

      Bu oyunu almayı düşünürken gözönünde bulundurmanız gereken bazı noktalar var. Herşeyden önce Need for Speed serisi oyunlar simülasyon tipinde değildir. Yani, gerçekçi bir yarış oyunu arayanlar bu oyunu düşünmesinler. Ama niyetiniz iyi vakit geçirmek ve bu sırada muhteşem grafikler eşliğinde yaptığınız hızı hissederek kolayca araba kullanmak ise kesinlikle almayı düşünmeniz gereken bir oyun. Yazımızın içinde oyunun zorluk seviyelerinden sözederken her yaşa uygun bir oyun olduğunu belirtmiştik. Gerçekten de oynanışındaki kolaylık oyunu her yaştan oyuncunun zevkle oynayabileceği bir oyun haline getirmiş. Electronic Arts”ın oyunları ülkemize orjinal olarak ve Türkçe kullanım kitapçığıyla birlikte getirilmekte. Oyunun bu orjinal sürümünü alarak hem gelecekte çıkabilecek güncellemelerini/yamalarını kurabilme şansınız olacak hem de Türkçe kitapçığı sayesinde oyunun kontrollarını, ayarlarını ve içeriğini daha iyi kavrayabileceksiniz. Oyunun ülkemizdeki satış fiyatı ise yurtdışı satış fiyatından ortalama %25-%30 daha ucuz.

      Oyunu alıp almama kararını verirken dikkat etmeniz gereken diğer bir nokta da bilgisayarınızın konfigüreasyonu. Bu oyunu çalıştırdığım PC”nin oyun için çok fazla olan genel özelliklerini de sizlerle paylaşmak isterim. 800 MHz”e overclock edilmiş bir PIII 600, 256 Mb Ram, 32 Mb Riva TNT 2 3D grafik kartı, 48X Cd-rom, Creative SB Live ses kartı. Oyun için bu kadarı gerçekten de çok fazla. Ama oyunu çalıştırabilmek için firmanın belirttiği gerekli minimum sistem özelliklerinin oyundan tam olarak zevk almaya yetmeyeceği de kesin. Bu nedenle önerebileceğimiz sistem şu olabilir: PII 300 veya üzeri CPU, 64 Mb ram, en az 16 Mb bellekli ve son sürücüleri ile güncellenmiş DirectX 7 uyumlu bir 3D grafik kartı.

      Birkaç ipucu: Bir virajın ortasındayken (özellikle eski model araba kullanıyorsanız) kesinlikle fren yapmayın. Haritalarda bazı yerlerde izleyebileceğiniz alternatif yollar göreceksiniz. Eğer yarışta sürekli olarak geri kalıyorsanız diğer arabaların izlediği yolları takip edin. Oyunun ve kendi performansını arttırmak için tampon kamerası görüntüsü ile yarışın.

      Not:alıntıdır demo için link:http://yeniurl.com/nfs1

    • #8758
      Anonim
      Ziyaretçi

      Saol hocam..

    • #8759
      Anonim
      Ziyaretçi

      sürekli oynadığım oyunlardan biri

2 yanıt dizini görüntüleniyor
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.